#acıtatlımayhoş
Aylin Öney Tan bugün Atatürk'ün, Ankara'nın çorak coğrafyasında AOÇ projesini anlatıyor. Amaç; halka gezecek, eğlenecek, dinlenecek sıhhi yerler temin etmek, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek...
-
Türkiye Cumhuriyeti'ni o zamanın deyimiyle “muasır medeniyet” seviyesine çıkartmak için bilimden sanata pek çok alanda girişimlerde bulunuluyor. Ziraat alanında olan çalışmalar ise özellikle önemli. Atatürk Ankara yakınında örnek bir çiftlik kurulmasını istiyor. Yerli, yabancı bütün ziraat uzmanlarını toplayarak bu konuda bir çalışma yapmalarını ve uygun bir yer belirlemelerini rica ediyor. Fakat Ankara civarı zor bir coğrafya, hatta Tarım Bakanlığı uzmanı Schmidt olumsuz görüş veriyor, “Bu öyle bir teşebbüstür ki bu elverişsiz koşullarda ya sabır tükenir ya da para” diyor. Atatürk ise “Biz ıslah etmezsek kim gelip ıslah edecek” diyerek itiraz ediyor. Sonunda Atatürk Orman Çiftliği kuruluyor, yani zor olan başarılıyor ve “halka gezecek, eğlenecek, dinlenecek sıhhi yerler temin etmek, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek” amacını gerçekleştirilen örnek bir çiftlik yaratılıyor. Atatürk 11 Haziran 1937 tarihli bir tezkere ile bütün kurduğu çiftlikleri hazineye bağışlıyor, milletin malı yapıyor. Bunu takiben 13 Ekim 1938 tarihinde yani Atatürk’ü kaybetmeden kısa bir süre önce diğer zirai işletmelerin de üst yapısını oluşturan Devlet Ziraat İşletmesi Kurumu’na bağlanıyor.