Venedikliler “kara su” demiş, Macarlar ise “kara çorba”. Macarca’da bugün “felaketin büyüğü arkadan geliyor” şeklinde bir deyim de var, kahveyle ilgili. İngiliz yazar George Sandys 1610 yılında kahvenin görünüşünü de tadını da soba borusu kurumuna benzetmiş. Mark Twain daha acımasız, 1867 yılında İstanbul’a geldiğinde tatmış ve “Çok kötü bir tat, ağır bir koku, dibinde bulanık bir tortu. Bu tortu boğazıma yapışarak 1 saat öksürmeme neden oldu” diye yazmış. Aylin Öney Tan Türk kahvesi hikayelerine devam ediyor. İyi dinlemeler