“Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz; Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda; Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.” Nazım Hikmet’in 1 Temmuz 1957 tarihinde yazdığı “Ceviz Ağacı” şiirindeki gibi ceviz ihtiyar bir ağaç. Ceviz çok yaşlanan çok kıymetli bir ağaç. Çok değerli yerli ceviz ağaçlarımız var ama bir de yepyeni gelen ceviz türleri vardı. Eskiden bazı cevizler öyle kolay kırılmazdı, kalın ve sert kabuklu olurdu. Taşla bile zor kırılırdı, metal havanlarda kırılıp ayıklanırdı. Şimdi elde avuç içinde bile kırılan ince kabuklu ceviz türleri var. Böyle yurtdışında geliştirilmiş ceviz türleri revaçta. Aralarında Chandler, ya da bazen Çetnır olarak anılan tür çok dikiliyor. Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım Türkiye’de ceviz üreticiliği konusunda çok güzel bilgiler veriyor. Örneğin 2012 yılında yazdığı bir yazıda Kahramanmaraş’ta geliştirilen Türkiye’nin ceviz yıldızları olanak anılan yeni türleri anlatmış. Maraş-18 ve Sütyemez-1 adı verilen bu türlerden ikincisi Sütçü İmam Üniversitesi’nden akademisyen Mehmet Sütyemez’in geliştirdiği bir tür. Ceviz çeşitlerimiz kadar salatalardan tatlılara kadar cevizli lezzetlerimiz de çeşit çeşit.