Aylin Öney Tan nohut anlatmaya devam ediyor. Yaklaşık 10 yıl önce Sagalassos kazısında çalışırken oradaki antik dönem yiyecekleriyle, yakındaki Ağlasun kasabasındaki yiyeceklerin karşılaştırmasını yaptıklarından bahsediyor. O zaman 93 yaşında olan Zeynep Tunç'un "Yukarı Bodrum'un orada yetişen nohut iyidir. Helva gibi olur, tez pişer" dediğini söylüyor. Yukarı Bodrum dediği, Sagalassos antik kenti. Ve buradan kutlama yemeklerinde nohutun yerini anlatıyor. Bazı bölgelerde düğün yemeği olarak keşkeke katılır, bazı yerlerde düğün yemeği etli nohut olur, Kuzey Ege'de ise "üç kardeş" adıyla, aynı kapta nohut, keşkek ve pilav yan yana verilir. Üçü bir arada yenirken de şöyle bir mani söylenir: "Üçün kerameti, vehameti ve selameti adına! Keşkek pilava yatak olsun, nohut hepsine katık olsun! Bereketi içindedir, yiyene selam olsun!" Ve Osmanlı Sarayı'nda nohutlu pilava gerçek altın konduğunu anlatıyor. Kaşığına altın gelen, "diş kirası" diye o altını alırmış. İyi dinlemeler