“nature vs nurture”, doğa mı (yani genetik, kalıtım mı) yoksa yetiştirme (yani çevre mi) kişinin bugünün de daha belirleyici? Aslında bu bir anlamda kendilik algımızı da entelektüel olarak etkileyen bir tartışma. Bugün bu tartışmaya ve an’da olma ile ilişkisine bakıyoruz…
Doğuştancılar kalıtımın önemini vurgularken, çevreciler ailenin tavırları, çocuk yetiştirme pratikleri ve ekonomik statüleri de dahil olmak üzere sosyo kültürel ve ekolojik faktörlerin altını çizerler. Birçok bilim insanı bugün davranışın gelişiminde kalıtımsal ve çevre faktörleri arasında yakın bir etkileşim olduğunu kabul ediyorlar. Nitekim epigenetik teorisi, bir organizmanın hem fiziksel hem de davranışsal karakteristiklerinin, tek bir tanesinden daha çok genetik ve çevrenin bir etkileşimi sonucunda ortaya çıktığını ileri sürer. Erken yaşam deneyimlerinin anne karnından itibaren hem fizyolojik hem de psikolojik etkileri olduğu biliniyor. Ama kişisel özelliklerimizin %50’si DNA’mızdan geliyorsa diğer yarısının da çevresel olduğu artık kabul görüyor. Pratiklerde bahsettiğimiz deneyim ve alternatif bakış açıları da sanki bunlarla ilişkili görünüyor.
Pratik: Duygu durum meditasyonu