Dünyada aşırı sağ rüzgarı

Ekonomik zorluklar, savaşlar, göç dalgası. Tüm bu etmenler başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde aşırı sağın yükselişini tetikledi. Aşırı sağ partiler ve liderleri bundan 15-20 sene öncesi hayal dahi edemeyecekleri pozisyonlar elde etti. Son olarak Hollanda’da İslam karşıtı söylemleriyle bilinen Geert Wılders’in Özgürlük Partisi parlamentodaki 150 sandalyeden 37’sini kazandı. Wilders artık başbakanlık için en güçlü aday. Hollanda’lı Trump olarak lanse edilen Wilders, seçim öncesi sert söylemleriyle ülkedeki göçmenleri tedirgin etmiş; camiilerin kapatılmasını ve Kuran’ı yasaklamayı vaat etmişti. Fransa’da da aşırı sağcı Marine Le Pen’in bir sonraki seçimde cumhurbaşkanı olacağı öngörülüyor. Kıtanın en büyük ülkesi Almanya’da ise göçmen karşıtı AfD partisi yükselişte. Sadece Avrupa değil; uzaklarda da aşırı sağ rüzgarı esiyor. Güney Amerika ülkesi Arjantin’de seçimlerin galibi aşırı sağcı Javier Milei oldu. Milei, Arjantin ekonomisini düzeltmek adına Merkez Bankası'nı kapatacağını söylemiş; bunun yanı sıra çevre, sağlık, eğitim gibi bakanlıkların kapatılması gerektiğini dile getirmişti. Avrupa ve Dünya’da ne oluyor, seçmen neden sistemdeki uç partileri tercih etmeye başladı, bunun yaratacağı riskler neler? Kayıttayız’da bu sorulara yanıt arandı.