NTVRadyo'da sanatçı, akademisyen, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyircilerle ilk gösterime davetlisiniz! Onların eşliğinde, anlattıklarını dinleyerek uzak durduğumuz sanat dallarıyla tanışıyoruz.
Cumartesi 12.30, Pazar 18.30
NTVRadyo’nun Herkese Sanat programında bugün Dede Efendi’yle tanışıyoruz.
İstanbul Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’ndan Müzikolog Doç.Dr. Şeyma Ersoy Çak, bize Dede Efendi’yi anlatıyor, şarkılarını çalıyor. Bu bölümde, Osmanlı Sarayı’nda gelişen edebiyat ve müziği de dinliyoruz.
DEDE EFENDİ’Yİ DİNLİYORUZ
... Makam müziği, özümüzü anlamamıza yardımcı oluyor, iç dünyamızı yansıtıyor. Bazen bir türküyle, bir şarkıyla, küçükken dinlediğimiz bir ninniyle ilk tohumlar atılıyor. Bu bizim kültürel belleğimizde, içimizde var. Ve bunu ortaya çıkartmak, tarihimizi anlamak için bu müziği dinlemeliyiz. Belki de kendimizi tanımak için Dede Efendi’nin müziğini dinlemeliyiz. Dede Efendi bizim kutup yıldızımız.
... Dede Efendi, bir eseriyle III. Selim’in dikkatini çekerek saraya giriyor. O eser: Buselik makamındaki “Zülfündedir benim bahtı siyahım” şarkısı.
... Farklı bir kimlik, dönüştürücü bir sanatçı Dede Efendi. Hem saraya, hem halka hitap ediyor. Ahmet Hamdi Tanpınar da onu öyle tarif ediyor: Halka açık!
... 18 – 19 yaşındayken Yenikapı Mevlevihanesi’nin müdavimleri arasına giriyor, tasavvuf dersleri alıyor, 1801 yılında da ‘çile’sini tamamlayıp ‘dede’ unvanı alıyor.
... 1842 yılında kendi isteğiyle saraydan ayrılıyor, Sultan Abdülmacit’in kendisi için yaptırdığı konağa geçiyor. 4 yıl sonra hacca giderken yolda ölüyor.
... 500’den fazla bestesi olan Dede Efendi’nin Türk musikisinin ayin, durak, tevşih, savt, ilahi, peşrev, saz semaisi, kar, karçe, kar-ı natık, murabba, semai, şarkı, türkü, köçekçe gibi dini ve din dışı sahadaki hemen her formunda eseri var.
BÖLÜM MÜZİKLERİ
Itri – Nevakâr
open.spotify.com/intl-tr/track/4E…2e57ca7ef6754488
Dede Efendi - Yine bir gülnihal
open.spotify.com/intl-tr/track/5O…3c48e9db2a574698
Dede Efendi - Gözümde Daim
open.spotify.com/intl-tr/track/1Q…ab6fb19b55b4475e
Dede Efendi - Yine neş'e-i muhabbet
open.spotify.com/intl-tr/track/2j…b8ac8ee375c44348
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz.
Sizi, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyirciler rehberliğinde tanıştırıyoruz.
Çünkü anlamak için, sevmek için önce tanışmak gerekir!
Operadan çağdaş dansa, resimden heykele, barok müzikten pop-art’a, performans sanatından dijital sanata, Picasso’dan Andy Warholl’a...
Her sanat dalını, en iyi bilenlerden dinliyoruz.
Nacide Berber onlara soruyor, Cengiz Saral yayına hazırlıyor.
Herkese Sanat Cumartesi saat 12.30’da, tekrarı Pazar saat 18.30’da NTVRadyo’da.
Kaçıranlar için programın tüm bölümlerin kaydı, radyoda yayınlandıktan sonra ntvradyo.com.tr adresinde ve podcast platformlarında.
#HerkeseSanat
#PopArt
📻
Sanat tarihçisi Osman Erden bugün bizi Andy Warhol’la özdeşleşen Pop-Art akımıyla tanıştırıyor.
Akımın kaygılarını, öncülerini, önemli eserlerini anlatıyor.
“Popüler kültür” diye ciddiye alınmayan pop-art’a farklı bakan Erden’e göre, çağdaş sanatı daha iyi anlamak için pop-art’ı bilmek gerekir.
Osman Erden, pop-art akımının neden önemli olduğunu, bazı sanat tarihçilerinin “popüler kültür” diye eleştirdiği bu akımın öncülerini, “yüksek kültür ile kitle kültürü arasında hiyerarşik ayrım görmeyen, kitle kültürünün de en az yüksek kültür kadar önemli olduğu” yaklaşımını, öncülerini, kaygılarını, önemli eserlerini anlatıyor.
“Çağdaş sanatı anlayabilmek için, giriş yapmak için pop-art’ı tavsiye ederim. Sadece hoş vakit geçirme alanı olarak değil, entelektüel birikim, ortaya çıktığı dönemi siyasi, sosyolojik ve konjonktürel olarak da çok iyi açıkladığı için önemli” diyor, Osman Erden. Bir resimde, gündelik hayatta kullandığımız sıradan objeler, parfüm şişesi, araba görürseniz, pop-art ile ilişkilendirebileceğinizi, söylüyor.
Sanatı müzelerden, yüksek kurumlardan çıkararak hepimizin gündelik hayatı yapan bu akımı popülerleştiren Andy Warhol’un eserlerini anlatıyor. Onun Marilyn Monroe portresindeki hüzne dikkat çekiyor, portrelerden sonraki “ölüm ve felaketler dizisi”ni anlatıyor. Erden’in verdiği bilgilere göre, Türkiye’de ondan esinlenen sanatçılarımız var: Nur Koçak, Gülsün Karamustafa, Burhan Doğançay, Özdemir Altan, Halil Altındere...
BÖLÜM MÜZİKLERİ
Erden, bu bölüm için Lou Reed’den “Walk On The Wild Side” ve David Bowie’den “Andy Warhol” şarkılarını seçti.
Andy Warhol Müzesi www.warhol.org/
NEDEN OSMAN ERDEN?
Osman Erden, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat programında "Nasyonal Sosyalizmin Alman Sanatına Yansıması" başlıklı yüksek lisans tezini tamamlamasının ardından "Türkiye'de Güncel Sanat Alanını Şekillendiren Unsurlar" başlıklı teziyle doktor ünvanını kazandı.
Erden halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nde doktor öğretim üyesi olarak görevini sürdürüyor.
UNESCO'ya bağlı Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği (AICA) Türkiye Şubesi’nin 2008-2011 yılları arasında yönetim kurulu üyeliği, 2011-2014 yılları arasında başkanlık görevlerini yerine getiren Erden’in 2016’da Modern Sanatın Kısa Tarihi adlı kitabı yayınlandı. Erden halen “Erken Modern Dönem Sanatı” ve “Almanya’da Nazi İktidarının Kültür Politikaları” başlıklı kitaplar üzerine çalışmalarını sürdürüyor.
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz.
Sizi, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyirciler rehberliğinde tanıştırıyoruz.
Çünkü anlamak için, sevmek için önce tanışmak gerekir!
Opera, klasik bale, Picasso, heykel, sanat sineması, çağdaş dans, performans sanatı, dijital sanat...
Her bölümde, o sanat dalını, örnekleriyle, en iyi bilenlerden dinliyoruz.
Nacide Berber soruyor, bilenler anlatıyor, Cengiz Saral yayına hazırlıyor.
Herkese Sanat Cumartesi 12.30’da, Pazar 18.30’da NTVRadyo’da.
Kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için NTVRadyo’da yayımlanan tüm bölümler www.ntvradyo.com.tr ile Spotify ve #podcast platformlarında.
#HerkeseSanat
🥳👏💃🕺
Sanat ve festival!
Birlikte eğlenmek!..
Pandemi dönemini hatırlayın, en çok neye ihtiyacımız vardı? Birlikte eğlenmeye, şarkı dinlemeye, söylemeye, aynı halini paylaşmaya...
Doç.Dr. Serhan Ada bizi sanat festivalleriyle tanıştırıyor.
“Birlikte eğlenmek, parçası olmak, hani yürekten şarkı söyleyerek ya da bir tiyatro oyununu protesto ederek, o ruh halini paylaşmak... Tüylerin diken diken olması... Metroda kulaklıkla dinlemek gibi değil, festivallerin bir parçası olmaya çağırabiliriz dinleyicileri.”
Doç.Dr. Serhan Ada böyle başladı, sanat festivallerinin önemini anlatmaya.
Woodstock’tan İKSV festivallerine, pandemi günlerinden bugüne...
BÖLÜM MÜZİKLERİ
Doç.Dr. Ada iki şarkı seçti, bu bölümde aralarda çalınması için.
Maher Zain - Palestine Will Be Free
Feyruz - Le Beyrut
İyi dinlemeler
#HerkeseSanat
🎹
Aydın Büke rehberliğinde barok müzikle tanışıyoruz.
Barok, Portekizce “şekli bozuk inci” demek. Bu müziği küçümsemek için söylenmiş. Peki, barok müzik eserlerinin yüzde 99,9’unun sipariş üzerine bestelendiğini biliyor muydunuz?
Aydın Büke, bugün klasik müzikte en sevilen 5 parça arasında çoğunluğun barok dönem eseri olduğunu söylüyor. Çünkü, insanı kolay yakalayan bir müzik.
Barok dönemde hiçbir şeyin doğal olmadığını, her şeyin yapmacık olduğunu, süslendiği belirtiyor; Versay Sarayı’nın süslemelerine, insanların kıyafetlerine, makyajına dikkat çekiyor. Ve barok dönem yazarı olan Shakespeare’in, “Tüm dünya bir sahnedir” sözüne vurgu yapıyor.
Aydın Büke seçtiği barok parçalar eşliğinde, barok müziği anlatıyor.
NEDEN AYDIN BÜKE?
Aydın Büke, İstanbul Devlet Konservatuvarı Yüksek Bölümü’nden (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı) mezun oldu.
Avusturya’daki üç yıllık müzik eğitiminden sonra, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın sınavını kazanarak bu kurumda flüt sanatçısı olarak çalışmaya başladı. 2015’te emekli oldu.
2003 - 2010 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde müzik tarihi dersleri verdi.
2008-2023 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda müzik tarihi dersleri verdi.
Borusan Klasik için radyo programları hazırlayan, özel kurumlarda müzik tarihi seminerleri veren Aydın Büke’nin yayımlanmış kitapları:
İki Dahi Üç Opera (Boyut Yayınları)
Bach – Yaşamı ve Eserleri (Can Yayınları)
Mozart – Bir Yaşamöyküsü (Can Yayınları)
Müziği Yaratanlar – Barok Dönem (İpek Mine Sonakın ile ortak çalışma - Epsilon Yayınları)
Chopin – Tuşlara Adanmış Bir Yaşam (Can Yayınları)
Romantizmin Işığı Clara (Can Yayınları)
Beethoven – Müziğin Dönüm Noktası (Can Yayınları)
BÖLÜMDE ÇALINAN MÜZİKLER
George Frideric Handel
Music for the Royal Fireworks - Krallık Donanma Fişekleri İçin Müzik
La Paix (Barış)
La Réjouissance (Sevinç, Neşe)
Yorumcu: Le Concert des Nations, Jordi Savall
Johann Sebastian Bach BWV 71,
“Gott ist mein König” Kantatından, “Du wollest dem feinde…”
Choral Bölümü - “Canavara teslim etme kumrunun canını.”
Aydın Büke, program kaydında bu sözlerin müzikle nasıl anlatıldığını anlatıyor.
Yorumcular: İngiliz Barok Solistleri, Monteverdi Korosu, John Eliot Gardiner
Jean Philippe Rameau
Nouvelles suites de piece de clavecin
“La Poule” – “Tavuk”
Yorumcu: Kenneth Gilbert
Johann Sebastian Bach
İtalyan Konçertosu – II. Bölüm, Andante
Yorumcu: Rafał Blechac
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzakta durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz.
Sizi, anlamayacağınız harcamaları sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat yazarları, sanat eleştirmenleri ve yerel seyirciler rehberiyle tanıştırıyoruz.
Çünkü öğrenmek için, sevmek için önce tanışmak gerekir!
Opera, klasik bale, Picasso, heykel, sanat sineması, çağdaş dans, performans sanatı, dijital sanat...
Her bölümde, o sanatın farklı türleri eşliğinde, en iyi bilenlerden dinliyoruz.
Herkese Sanat Cumartesi 12.30’da, tekrarı Pazar 18.30’da NTVRadyo’da.
Radyoda kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için programın tüm kayıtları www.ntvradyo.com.tr adresinde, Spotify ve podcast platformlarında.
#HerkeseSanat
#Picasso ile tanışıyoruz
🖌️
Sanat tarihinin en önemli savaş karşıtı eseri olan Guernica’dan “yamuk” figürlerine, sanatı ve özel yaşamı arasındaki karmaşık ilişkiye Picasso...
Nasıl bir aileye, sosyal çevreye, dünyaya doğdu?
Kişisel yaşamı ve sanatı arasındaki karmaşık ilişkiyi, resimden seramiğe çok yönlü bir sanatçı olarak kendisini yeniden yeniden nasıl yarattığını, bu kadar popüler ve zengin olmasının nedenini öğreniyoruz.
Kültür Yolu kapsamındaki Picasso sergisine gitmeden önce bu bölümü dinleyin.
Anlatan: Sanat tarihçi, akademisyen, küratör, Prof.Dr. Marcus Graf
NEDEN PİCASSO?
Çünkü sanat dünyasında devrim yarattı, sanat tarihinde silinmez izler bıraktı.
Gravürleri, çizimleri, posterleri, litografileri ve fotoğraflarından oluşan, tamamı orijinal ve mirasçılar tarafından onaylanmış 170 parça eseri “Kültür Yolu Festivali” kapsamında Türkiye’de çeşitli şehirlerde sergileniyor.
“Pablo Picasso - Resimden Seramiğe Bir Serüven” adlı sergiye gitmeden önce bu bölümü dinleyin.
Marcus Graf’ın anlatımına, onun seçtiği Astor Piazzolla’nın eseri “Libertango” ve Edith Piaf’tan “Non, Je ne regrette rien” şarkısı eşlik ediyor.
Picasso sergisi: kulturyolufestivali.com/
Guernica: www.museoreinasofia.es/coleccion/obra/guernica
Avignonlu kızlar: www.moma.org/collection/works/79766
NEDEN MARCUS GRAF?
Prof. Dr. Marcus Graf, 1974, Almanya’da doğdu. Hildesheim Üniversitesi’nde Kültür Bilimi ve Estetik İletişimi Fakültesinde Plastik Sanatlar ve Sanat Bilimi Bölümünde okuduktan sonra çeşitli sanat kurumlarında proje yöneticisi, küratör, eğitmen, yazar ve sanatçı olarak çalıştı.
2003 yılından beri Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde öğretim üyesi. 2017’de profesör oldu ve 2019’dan beri Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümü Başkanı olarak çalışmaya devam ediyor.
2001’den beri İstanbul’da yaşayan Marcus Graf, 10. İstanbul Bienali’nden Contemporary İstanbul’a, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nden Baksı Müzesi’ne, Cer Modern’den Müze Gazhane’ye çeşitli kurumlarda 150’den fazla sergide küratörlük yaptı. Akademisyenlik, küratörlük ve sanat danışmanlığı yanında çok sayıda kitap ve dergide sanat yazarlığını yaptı.
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz.
Sizi, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyirciler rehberliğinde tanıştırıyoruz.
Çünkü anlamak için, sevmek için önce tanışmak gerekir!
Opera, klasik bale, Picasso, heykel, sanat sineması, çağdaş dans, performans sanatı, dijital sanat...
Her bölümde, o sanat dalından örnekler eşliğinde, en iyi bilenlerden dinliyoruz.
Nacide Berber soruyor, bilenler anlatıyor, Cengiz Saral yayına hazırlıyor.
Bu hafta Richard Serra, İlhan Koman ve Kuzgun Acar’ın heykelleriyle tanışıyoruz. Olafur Eliasson’un iklim krizine dair çarpıcı bir anlatımı olan İstanbul Modern’deki “Iced watch” sergisini geziyoruz.
Rehberimiz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nden Ömer Emre Yavuz.
“Heykelin dünyaya bakışımızı çok çeşitli yollardan şekillendireceğini, bu sanatı anlamanın yaşama farklı bir açıdan bakmak anlamına gelebileceğini” söylüyor Yavuz.
20. yüzyılın en önemli heykeltraşı olduğunu belirttiği Richard Serra’nın önemini anlatıyor, “mekana özgü heykel” yaklaşımına vurgu yapıyor, bir yapıtı üzerine müze inşa edildiğini söylüyor.
Programda, Türkiye’den kült heykel örneği olarak Kuzgun Acar ve İlhan Koman’ın heykellerini tanıyoruz.
Kuzgun Acar’ın 1967 yılında İMÇ’nin dış cephesine yerleştirdiği “Kuşlar” heykeli, İlhan Koman’ın 1980 yılında Zincirlikuyu’da Halk Bankası önüne yerleştirdiği, şimdilerde İstiklal Caddesi’ndeki Yapı Kredi Kültür Merkezi binasında bulunan “Akdeniz” heykeli.
Kuzgun Acar’ın heykel sanatına katkıda bulunan kafes telinden imal ettiği heykellerini, İlhan Koman’ın matematikle sanatı bir arada kullandığı “Sonsuzluk eksi bir” ve Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi’nde sergilenen “Pi serisi” yapıtlarını tanıyoruz.
Koman’ın heykel çalışmalarıyla bir ilke imza atarak, tasarım alanında patent aldığını öğreniyoruz.
Son olarak, Olafur Eliasson’un İstanbul Modern’de devam eden ve iklim değişikliğini çarpıcı bir şekilde sergileyen “Iced watch” (Buz Saati) adlı sergisini geziyoruz.
NEDEN ÖMER EMRE YAVUZ?
Lisans eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nde yaptı. Yurtiçi ve yurt dışında kişisel sergiler açtı ve karma sergilere katıldı. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nde Öğretim Üyesi olarak çalışıyor.
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz.
Sizi, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyirciler rehberliğinde tanıştırıyoruz.
Çünkü anlamak için, sevmek için önce tanışmak gerekir!
Opera, klasik bale, Picasso, heykel, sanat sineması, çağdaş dans, performans sanatı, dijital sanat...
Her bölümde, o sanat dalından örnekler eşliğinde, en iyi bilenlerden dinliyoruz.
Herkese Sanat Cumartesi 12.30’da, Pazar 18.30’da NTVRadyo’da.
Nacide Berber’in hazırladığı programın podcast kaydı, radyoda kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için www.ntvradyo.com.tr adresinde, Spotify ve tüm podcast platformlarında.
Pi Serisi’ni izlemek için: x.com/BounLibrary/status/1301146074313379840
“Müze demek, perilerin evi, demek.
Orada gördüklerinizin taşıdığı ruhları aktaracak birikim vardır. Sizi bir ruhlar dünyasına, imajinasyon dünyasına götürürler.
Hayatımızdan masallar gittikçe, ötekini sevmemeye, anlamamaya başladık, kültürel yabancılaşma başladı. İşte müzeler, kültürel yabancılaşmadan bizi bu tarafa çeker, gitme, sen yabancı değilsin, der.”
...
Prof.Dr. Hüsamettin Koçan müzeyi anlatmaya bu sözlerle başlıyor, bizi müzeyle tanıştırıyor, müzeye davet ediyor.
Türkiye’de müzecilik hareketinden, köyüne dönen gurbetçilerin getirdiği kültüre, zevklerine.... Parası olanların kültürel ortama katkıda bulunmak istemesinden Baksı Müzesi’ni neden kurduğuna...
Etnoğrafya müzesinden çağdaş sanat müzesine... İstanbul Modern’den Eskişehir’deki Odun Pazarı Müzesi’ne, Bayburt’taki Baksı Müzesi’ne...
Hüsamettin Koçan’ı, bu program için seçtiği Erik Satie’nin müziği eşliğinde dinleyin. (Gymnopédie No. 1 ve Gnossienne 1)
Herkese Sanat Cumartesi saat 12.30’da NTVRadyo’da. Programın tekrarı Pazar 18.30’da.
NTVRadyo’da yayınlandıktan sonra, kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için podcast kaydı ntvradyo.com.tr adresinde, Spotify ve tüm podcast platformlarında.
NEDEN HÜSAMETTİN KOÇAN?
Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu resim bölümünden 1970 yılında mezun oldu. 1975'te, aynı okulda asistan olarak çalışmaya başladı. 1978 yılında Avusturya Hükûmet Bursu ile Salzburg'taki Uluslararası Güzel Sanatlar Yaz Akademisi'nde eğitim aldı. "Salzburg Şehir Onur Ödülü"ne layık görüldü. 1980 yılında Türk halk resimleri üzerine yaptığı araştırmasını tamamladı. Ertesi yıl öğretim görevlisi oldu. 1983 senesinde, Marmara Üniversitesi'nden sanatta yeterlik derecesini aldı. 1986'da doçent, 1993'te profesör oldu. 1997'den 2005'e kadar Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde dekanlık görevini sürdürdü.
UNESCO'ya bağlı bir kuruluş olan Uluslararası Sanat Derneği'nin (AIAP) Türkiye ayağının kurulmasında rol oynayan Koçan, 1990-1995 yılları arasında bu dernekte yönetim kurulu başkanlığı yaptı.
Avustralya’dan Almanya’ya, Belçika’dan Güney Kore’ye, İtalya’dan Fransa’ya, İngiltere’den Japonya’ya birçok ülkede çalışmalar yaptı, araştırmalarda bulundu.
1997 yılında Gezici TIR Sanat Galerisi Projesi’ni hazırlayıp hayata geçirdi, Bayburt, Erzurum, Van ve Diyarbakır’a götürdü.
Doğduğu yer olan Bayburt’un eski adıyla Baksı, yeni adıyla Bayraktar köyünde müze kurma fikri 2000 yılında filizlendi.
Bu fikri hayata geçirmek amacıyla 2005 yılında Baksı Kültür Sanat Vakfı’nı kurdu. Müze, başta sanatçılar olmak üzere çok sayıda gönüllünün katkısıyla yıllar içinde gerçek bir toplumsal projeye dönüştü.
Müzenin ana binası, 2010 yılında zorlu bir serüvenin sonunda, devletten hiçbir maddi yardım almadan, tamamlandı. Baksı Müzesi'nin tanıtımı 2010 yılı Haziran ayında İstanbul Modern'de, açılışı ise Temmuz ayında yapıldı.
Prof.Dr. Hüsamettin Koçan 2009 yılında, Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde dekan oldu. 2014 yılında TBMM Onur Ödülü'ne değer görüldü.
Baksı Müzesi web sitesi baksi.org/tr/anasayfa
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz.
Sizi, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyirciler rehberliğinde tanıştırıyoruz.
Çünkü anlamak için, sevmek için önce tanışmak gerekir!
Opera, klasik bale, Picasso, heykel, sanat sineması, çağdaş dans, performans sanatı, dijital sanat...
Her bölümde, o sanat dalından örnekler eşliğinde, en iyi bilenlerden dinliyoruz.
#HerkeseSanat
🎪 🎭 🎻
Sanat ve kültür tarihçisi Murat Katoğlu’dan Türkiye’nin operayla tanışmasını dinleyin.
Bugün “anlaşılması zor” bulunan operayla Türk halkı yıllar önce, 19’uncu yy’da Türkiye’ye gelen yabancı kumpanyaların temsillerinde tanıştı ve çok sevdi.
Seyircinin ilgisini çeken neydi?
Aynı zamanda müzikolog olan Halit Ziya Uşaklıgil, operanın eğitsel niteliğini nasıl anlattı?
Murat Katoğlu, yeni başlayanları opera sanatıyla Sevil Berberi ve Yunus Emre Oratoryosu’ndan parçalar eşliğinde tanıştırıyor.
Ayrıca, yeni başlayanlara 18’inci yy’dan özellikle Mozart’ın eserlerini tavsiye ediyor, “eğlenceli, güzel nağmeli, entrikalı” hikayeler “Saraydan kız kaçırma”, “Don Juan” ve “Figaro’nun Düğünü”nü izlemelerini öneriyor.
Herkese Sanat cumartesi 12.30’da, tekrarı Pazar 18.30’da NTVRadyo’da.
Program radyoda yayınlandıktan sonra, kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için podcast kayıt olarak ntvradyo.com.tr adresinde, ayrıca Spotify ve tüm podcast platformlarında.
İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde dinleyebilmeniz için.
NEDEN MURAT KATOĞLU?
Ankara Üniversitesi’nde sanat tarihi, tiyatro, kültür tarihi alanlarında öğretim görevlisi olarak çalıştı, TRT’den Ankara ve İzmir belediyelerine çeşitli kamu kuruluşlarında müşavir olarak çalıştı, Kültür Bakanlığı’nda Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü yaptı. Dergi ve gazetelerde sanat ve kültür konularında yazıları, araştırmaları yayınlandı. Süreyya Operası ve Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’nin kuruluş çalışmalarını yürüttü. “Türkiye’de Opera’nın Kuruluş Öyküsü” başta olmak üzere çok sayıda kitap yazdı.
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz.
Sizi, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyirciler rehberliğinde tanıştırıyoruz.
Çünkü anlamak için, sevmek için önce tanışmak gerekir!
Opera, klasik bale, Picasso, heykel, sanat sineması, çağdaş dans, performans sanatı, dijital sanat...
Her bölümde, o sanat dalından örnekler eşliğinde, en iyi bilenlerden dinliyoruz.
Herkese Sanat’ta bu hafta, dünyanın en iyi başbalerinleri arasında sayılan Ayşem Sunal Savaşkurt eşliğinde klasik baleyle tanışıyoruz.
Klasik bale nasıl izlenir? Neye dikkat edebilirsiniz? Modern baleden farkı ne? O meşhur harekete nasıl çalışıyorlar? Bedenlerini nasıl koruyorlar?
Giselle, Kuğu Gölü, Romeo ve Jüliet neden bu kadar çok seviliyor?
Ayşem Sunal Savaşkurt: Ankara Devlet Konservatuvarı’nda bale eğitiminden sonra 1990 yılında Belçika Kraliyet Balesi’nde kariyerine başladı. İlk temsili 'Giselle'de dünya çapında övgüler aldı ve başdansçı olarak dünyaca ünlü bale topluluklarında, dünyanın dört bir yanındaki önemli sanat merkezlerinde dans etti, önemli koreograflarla birebir çalıştı. Dünyanın en iyi balerinleri arasında sayılan, pekçok ödüle layık görülen Savaşkurt, 2006 yılından itibaren Ankara ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde başdansçı olarak görev aldı. Halen İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde bale eğitmenliği ve repetitörlüğü yapıyor, ayrıca Bale Başkoreografı görevini sürdürüyor.
www.operabale.gov.tr/tr-tr/Sayfalar…x?ArtistId=465
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğunuz, anlamayacağınızı, sevmeyeceğinizi düşündüğünüz sanat dalları var mı?
Bu program, bu sanat dalıyla sizi tanıştırıyor. İyi bilen ve iyi anlatan bir rehber eşliğinde, ilk gösteriye davetlisiniz. Çünkü anlamak, sevmek için önce tanışmak gerekir.
Herkese Sanat cumartesi 12.30'da, pazar 18.30'da NTVRadyo'da.
Radyoda kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için tüm bölümler www.ntvradyo.com.tr/ adresinde, ayrıca Spotify, Apple, Soundcloud gibi podcast platformlarında. İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde dinleyebilmeniz için.
#HerkeseSanat
🎨🖌️ Bu resim ne anlatıyor? Sanatçı ne demek istemiş?
Sanat tarihçisi Zerrin İren Boynudelik'in rehberliğinde büyük resme bakıyoruz.
Önce 5 temel sorunun cevabını öğrenip resme bakmayı tavsiye ediyor. Resmin arka planında ne olduğunu bilmek ne kazandırır? Peki resme bakarken neye dikkat edeceğiz? Neyi anlamaya çalışacağız?
Herkese Sanat programı cumartesi saat 12.30, pazar 18.30'da NTVRadyo'da.
...
Zerrin İren Boynudelik dinleyicilere özel olarak iki resmi anlatıyor.
İtalyan ressam Sandro Botticelli'nin (1482–1486) Venüs'ün Doğuşu ve İlkbahar resimleri.
Her iki resim de İtalya'da Galeri Uffizi'de. www.uffizi.it/en/search?query=Botticelli%20
Çok karışık olan bu resimlerde ne görüyor? Siz ne görüyorsunuz?
Bakmak, görmek ve anlamlandırmak arasındaki ilişkiyi anlatırken sanat tarihçisi Arasse'in "Yakın Bakış" adlı kitabında, Francesco del Cossa'nın "Meryem'e Müjde" resminde, tuvalin en altında ve zorlukla görülebilen salyangoz üzerine 20 sayfa yazdığını söylüyor. Bu ayrıntıları bulmanın çok keyifli olduğunu, dedektif gibi çalıştığını söylüyor.
Resimin orijinali Almanya'da skd-online-collection.skd.museum/Details/…x/246606
...
Zerrin İren Boynudelik. Sanat tarihçisi.
1993-2014 yılları arasında önce Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde, ardından Yıldız Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı.
Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından basılan "Bu resim ne anlatıyor?" serisinde 3 kitabı var: İkonografi, Mitoloji ve Günlük Hayat (Emine Özel Kurt ile birlikte) ve Alegori.
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğunuz, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalları var mı?
Bu program o sanat dallarıyla tanışmanız için. Çünkü anlamak, sevmek için önce tanışmak gerekir.
Herkese Sanat cumartesi 12.30'da, pazar 18.30'da NTVRadyo'da.
Radyoda kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için tüm bölümler www.ntvradyo.com.tr adresinde, ayrıca Spotify, Apple, Soundcloud gibi podcast platformlarında. İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde dinleyebilmeniz için.
#HerkeseSanat
#SanatSineması #BağımsızSinema
Anlatan: Emin Alper
Sanat sineması, bağımsız sinema nedir? Anlamak için nereden başlamalı? Ana akım sinemadan farkı ne?
Yönetmen, senarist, yapımcı, akademisyen Emin Alper, "İnsanlar, kültürlü olduklarını göstermek için, sanat sinemasını kavramanın zor olduğunu yayarlar. Oysa hiç değil" diyor ve bizi sanat sinemasıyla tanıştırıyor, örneklerle sanat sinemasını, ana akım sinemadan farkını anlatıyor.
Dünya sinemasından Stanley Kubrick'in meselesini, filmlerinde bunu nasıl yansıttığını, izlerken nasıl anlaşılacağını anlatırken, ünlü "Space Odyssey" filmindeki efsane sahneden, mesajından örnekler veriyor.
Türkiye'den ise Nuri Bilge Ceylan sinemasını ele alıyor. Nuri Bilge Ceylan filmlerinin meselesinin "taşra" olduğunu söylüyor, filmlerden karakterlerle bu meseleyi nasıl yansıttığını anlatıyor.
Ve bir tavsiye veriyor Emin Alper, sanat sineması tüketiminin kolektif bir şey olduğunu, bir grupla izleyip film üzerine konuşmanın, tartışmanın ufuk açacağını kaydediyor.
Emin Alper anlatımlarına eşlik eden müzikleri de Stanley Kubrick'in filmlerinden seçti: Space Odyssey ve Eyes Wide Shut.
Tepenin Ardı, Abluka, Kız Kardeşler, Kelebekler, Kurak Günler filmlerinden tanıdığımız yönetmen, senarist, yapımcı ve akademisyen Emin Alper aynı zamanda SİNEMATEK / Sinema Evi'nin sanat yönetmeni.
...
Herkese Sanat her cumartesi 12.30'da, pazar 18.30'da NTVRadyo'da.
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğunuz, anlamadığınızı düşündüğünüz sanat dalları var mı?
Bu program o sanat dallarıyla tanışmanız için. Çünkü anlamak, sevmek için önce tanışmak gerekir.
NTVRadyo'da her hafta bir sanat dalı gösterisini, o dalda usta bir isimle izlemeye davetlisiniz.
Tüm bölümler radyoda yayınlandıktan sonra, kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için www.ntvradyo.com.tr adresinde, ayrıca Spotify, Apple, Soundcloud gibi podcast platformlarında. İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde dinleyebilmeniz için.
Nisan Ak. Orkestra şefi, müzik direktörü. ABD'de yaşıyor, dünyanın dört bir yanında konser yönetiyor.
Nisan Ak, "müzisyenlikten çok daha fazlası, müziğin elçisi" dediği orkestra şefinin neyi, nasıl yaptığını anlattı. Notaları okuyan ve hayal gücüyle canlandırıp, orkestraya çaldıran şefle tanışıyoruz. İyi dinlemeler:
... Orkestra şefinin görevi, müziği notalardan anlamak, orkestrayı ona göre koordine etmek, provalarda ve konserde efektif çalmasını sağlamak.
... Bazı müzikler, çok derin. Ama notalar somut değil, aralarında boşluklar var. Hayal gücünüzle canlandırmanız gerekiyor.
... Mesela "andante" yazar. Yani yürüme temposu. Ama sen yürürsün nasıl, ben yürürüm nasıl? Ne kadar farklı olabilir ki, dersin. Bugünkü yürüyüş hızı başka, 200 - 300 sene önce yaşayıp bunu yazanın yürüyüş hızı başka. Ama orada "andante" yazıyorsa, orkestra şefi kendi yürüme temposuna göre çaldıracak. Bazen, bütün karakteri değiştirir.
... Klasik müzikle ilgili en büyük derdim, belli bir zümreye ait olduğunu sanmak. Bazı müzikler bazı kesimlerde daha çok tutuluyor. Bir klasik müzik konserine gitmek bile pahalı bir deneyim. En son ne zaman 1000 kişiyle beraber bir konser dinlediniz? 21. yüzyılda bulunamaz bir deneyim! Ama şöyle düşünün müzik müziktir, sınıfı yoktur. İstediğimiz şeyi, istediğimiz yerde dinleriz. İstersek internetten açıp dinleriz.
...
BÖLÜMDE KULLANILAN MÜZİK:
Mozart'ın 40. Senfonisi - Antalya Devlet Senfoni Orkestrası - Şef: Nisan Ak
NİSAN AK 1991 İstanbul doğumlu.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşıyor.
Richmond Oratoryo Topluluğu ve Bruch Oda Orkestrası'nın kurucusu ve Müzik Direktörü.
Viyana'dan Bursa'ya, Antalya'dan New York'a, 4 kıtada birçok şehirde, misafir şef olarak konser yönetti.
Şeflik kariyeri sürerken, akademik kariyerini de sürdürüyor. Halen College of Charleston'da öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
Türkiye'de caz müziğe uzak duranlar çok olsa da, bu müziğin Türkiye'deki yeri çok eski. İstanbul, 1920'lerde dünyaca ünlü caz müzisyenlerinin konsere geldiği bir şehir. Nedeni ne olabilir? Peki, bizdeki "Caz yapma" sözünün o günlerden kalma olduğunu biliyor musunuz?
İKSV Caz Festivali Direktörü Harun İzer, uzak duranları, dinlemeyenleri caz müziği dinlemeye davet ediyor. Isınmak için 3 parça çalıyor ve bilmek isteyeceğiniz notlar anlatıyor.
Erol Pekcan - Köy Yolu - Caz Semai
Milestones - Alternate Take
Glen Miller - Take the a train
İyi dinlemeler
"Bedeninizi, hayallerinizi, isteklerinizi, başka bir bedende görerek kendinize alan yaratmak için, sizleri çağdaş dans gösterisine çağırmak isterdim.
... "Çağdaş dans bu çağa ait, günümüze ait, bedenin amaç değil araç olduğu bir sanat dalı. Özellikle 1980 sonrası ve yeni milenyumla, bedene olan demokratik bakış açısı, bireysellik, bireysellikteki yaratıcılık ve öznel ifade biçimleri, günümüz sanatını oluşturuyor ve çağdaş dans tam da bu noktadan çağdaş sanatlarla ilişkileniyor.
... "Bizler çağdaş dans sanatçıları ya da çağdaş dans eğitmenleri olarak bireyin şeklen ne yapabildiği kadar, neden ve nasıl yaptığıyla ilgileniyoruz. Bedenini plastik obje ya da kavramsal çerçeve dahilinde nasıl dönüştürebildiğiyle ilgileniyoruz.
... "Çağdaş dansta yaş önemli değil. Somatik yani anatomik bilgilerle çalışıyoruz. Her bedeni, kendi anatomik potansiyeli çerçevesinde değerlendiriyoruz ve bedenin kinestetik potansiyelini zedelemeden geliştirmek üzerine bir eğitim yapıyoruz. "
Çağdaş dansta müziğin ve mekanın önemi...
Çigong ve aikido derslerinin etkisi...
Çağdaş Dans Anasanat Dalı mı, Akrobasi ve Sirk Sanatları mı?
Ve daha pek çok şey! Bu sanat dalına başlamak ya da seyircisi olmak için bilmek isteyeceğiniz özel notlar...
Prof.Dr. Tuğçe Ulugün Tuna dansın farklı branşlarından geçmiş, 40 yıldır dans ediyor. Koreograf, çağdaş dans sanatçısı, disiplinler arası performans sanatçısı, dans ve hareket terapisti. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi - İstanbul Devlet Konservatuarı "Çağdaş Dans Anasanat Dalı" Bölüm Başkanı.
Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde gösteriler hazırlıyor, psikosomatik çalışmalar, dans ve hareketin tedavi edici etkisi, kinestetik zekâ ve beden farkındalık çalışmaları yürütüyor.
🗿 Önce tanışmak lazım!
Heykel sanatçısı ve eğitmen Prof.Dr. Meriç Hızal rehberliğinde heykelle tanışıyoruz:
... "Bana göre her canlıda renk, biçim, ses, hatta tekstür konusunda bir duyarlılık vardır. Çağ ve topluma, kişiye, hatta kişinin belirli zamanlarına, belirli yaşlarına, ruh haline göre de değişir. Bunu biz eşyalarımızı seçerken, giysilerimizi seçerken, saçımıza biçim verirken, bir binadan, bir manzaradan hoşlanırken zaten sürekli olarak ispat ederiz. Ama bunun sanat konusunda da bir duyarlılık alanı olduğunu bilmeyiz. Aslında aynı duyarlılık alanındayız. İşte bununla tanışmak gerekiyor. Tanışırsak, ikinci kez karşılaştığımızda algılarız.
... "Heykel boşlukta yer alan, bir anlam ifade eden, amacı olan bir formdur. Herhangi bir malzemeden olabilir, herhangi bir renk veya renksiz olabilir. Heykel etrafında dolaştığımız şeydir. Yani boşlukla doluluk, ikisi yarı yarıya var olurlar heykelde. Boşluğu biçimlendirme sanatıdır heykel. Bu sebeple mimariye yakınlığı vardır.
... "Şahısların alması zor. Çünkü resim gibi kolay teşhir edilemiyor. Kendine yer istiyor, etrafında dönülsün istiyor, görülmek istiyor, bir köşede kalmak istemiyor. Müzelerde, galerilerde, ama daha çok kamusal alanda olması önemli. Çünkü o zaman sizin hayatınızın bir parçası oluyor.
... "Kültepe İdolü diye bir şey var. Bir kurs. Topu topu 20 santim. Yassı bir disk, bir silindir, bir üçgen prizmadan oluşuyor. Bu geometrik yapının içerisinde bir anne gururla başını kaldırıyor ve kız ikizlerini göğsünde taşıyor. Ve orada müthiş bir özgüven, kibir, sahip olma var. Bu kadar geometrik olmakla birlikte çocuklarını nasıl kolonlarla bağladığını, saçlarını ikiye ayırdığını, başına bandana taktığını, kıvırcık uzun saçlarını beline kadar süslediğini görebilirsiniz. Benim ona hayranlığım en yalın formla en derin duyguyu anlatabilme başarısıdır. Milattan Önce yapılmıştır. Anadolumuz bu bakımdan çok zengin. Benim sevgilim o."
Prof.Dr. Meriç Hızal, Türkiye'de ve yurt dışında eserleri ilgiyle izlenen ödüllü heykeltraş. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’nden 1979 yılında mezun oldu. Türkiye'de ve dünyada ustalarla çalıştı. 2006 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nden emekli oldu. Halen FMV Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel Sanatlar Bölüm Başkanı olarak eğitim üyeliğine devam ediyor.
#HerkeseSanat 🎻🎹🎧
Uzak durduğumuz sanat dallarıyla tanışıyor, seyirci olmayı öğreniyoruz!
İlk bölümde klasik müzik gösterisine davetliyiz.
Dünyaca ünlü Orkestra Şefi Cem Mansur rehberliğinde, Beethoven'dan Egmont Uvertürü, Musorgski'den Çıplak Dağda Bir Gece, Sibelius'tan Finlandiya'sı, Çaykovky'den 1812 Uvertürü ile başladık.
Cem Mansur yol gösteriyor, bilmek isteyeceğimiz açıklamalar yapıyor, notlar veriyor.
Klasik müziğe uzaksanız, bu programı dinleyerek başlayın.
Orkestra Şefi Cem Mansur 1981 - 89 yıları arasında İstanbul Devlet Operası’nın şefliğini yaptı, Londra'da İngiliz Oda Orkestrası'yla başlayarak yurt dışında uzun yıllar çalıştı. İngiliz Kraliyet Flarmoni Orkestrası'ndan Helsinki Flarmoni Orkestrası'na, Macaristan'dan Rusya'ya, Finlandiya'dan Güney Afrika'ya orkestra ve opera kuruluşlarında çalıştı.
İngiltere’nin alanındaki en eski ikinci kurumu olan 'Ipswich Koro Cemiyeti’nin fahri başkanı ve 2007 yılında kurduğu Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası'nın kurucu şefi.
Halen Gedik Üniversitesi Filarmoni Orkestrası Genel Müzik Direktörü.